Türkiye Biliyim Derneği 37. Bilişim Kurultayı’nda konuşan Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, e-Devlet Kapısı’nın “bir entegrasyon harikası” olduğunu belirterek, “600 farklı türkü söyleyen insanı aynı orkestra içinde yönetiyorsunuz. Bu tabii ki bir takım oyunudur” dedi. Türkiye’de e-dönüşümün devletin sahiplenmesiyle Birleşmiş Milletler Çevrimiçi Skalasına göre 174 ülke içerisinde 22. sıraya yükseldiğini vurgulayan Şen, “Bu, çevrimiçi olarak devletin verdiği hizmetlerin doğru yere ulaştığı ve insanların bundan yararlandığı anlamına geliyor” diye konuştu.
Türkiye Bilişim Derneği 37. Bilişim Kurultayı, “Dijital Gerçeklik ve Toplum 6.0” temasıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Ana Konferans Salonu‘nda hibrit olarak gerçekleştirildi. Kurultay kapsamında düzenlenen “Yeni Normalde Dijital Dönüşüm Ekosistem Buluşması” başlıklı oturumda konuşan Türksat Genel Müdürü Cenk Şen, dijital dönüşümün uçtan uca iş yapış şeklinin değişmesi olarak tanımlanması gerektiğini söyledi. Ne kadar çok sunucu alınırsa o kadar iyi dijital dönüşümün sağlandığı gibi bir yanılgıya düşülememesi gerektiğini vurgulayan Şen, “Dijital dönüşüm uçtan uca bir şeydir. Devlet için konuşalım: e-devlet dediğiniz şey 4 alt başlığa ayrılıyor. Devletin devlete verdiği hizmet, devletin iş dünyasına verdiği hizmetler, devletin millete verdiği hizmetler ve devletin kendi çalışanlarına verdiği hizmetler. Bunun ortak kümesi de e-Devlet Kapısı dediğimiz portalda oluyor” dedi. e-Devlet Kapısı’nda tüm sürecin çıktısının alındığına ancak sürecin görülemeyeceğine işaret eden Şen, sürecin ölçülmesi için doğru şekilde yönetilmesi gerektiğini söyledi. Şen, Türksat olarak kamu kurumlarının dijital dönüşümde söz konusu süreci doğru şekilde yürütmesini sağladıklarını anlattı.
-Türkiye 22’nci Sırada
Dijital dönüşümün ölçülebilir olduğunu da kaydeden Şen, “Örneğin ülkemizde e-dönüşümü devletin sahiplenmesiyle Birleşmiş Milletler Çevrimiçi Skalasına göre 174 ülke içerisinde 22. sıraya geldi. Bu, çevrimiçi olarak devletin verdiği hizmetlerin doğru yere ulaştığı ve insanların bundan yararlandığı anlamına geliyor” dedi. Türksat’ın e-Devlet Kapısı’nın işleticisi olduğunu da anımsatan Şen, “Ama 600’dan fazla kurumun 5 binden fazla servisini sizin yönetebiliyor olmanız için uluslararası standartlarda bilimsel bir metodolojiyle ele almanız lazım. Bunların etkilerini proaktif olarak da yönetmeniz gerek” diye konuştu.
-İş Yapım Hacmi 300 Milyonlardan 500 Milyonlara Çıktı
Şen, pandemi sürecinde e-Devlet Kapısı’nda 300 milyonlarda olan iş yapım hacminin bir anda 500 milyonlara çıktığının da altını çizdi. Bu kadar logaritmik bir artış yaşayan sistemin ihtiyaçlarını göğüsleyebilmek için dinamik yapının da sisteme entegre edilmesi gerektiğini vurgulayan Şen şöyle konuştu:
Yani “edilmek” için vaktiniz yok. Daha önceden etmiş olmanız gerekiyor. Dolayısıyla biz bundan önce yaşadığımız sıkıntıları e-Devlet Kapısı’nda öğrenilecek ders olarak önümüze koyduk ve oradan bir hedef çıkardık. Herkesin hatırladığı e-Devlet Kapısı’nda alt-üst soyağacı konusu vardı. Bu soyağacı konusu bizim için bir dönüşüm noktasıydı. Anladık ki bize gelen trafiği doğru şekilde yönetmezsek sıkıntıları biz değil kurum yaşıyor. Bizim göğüsleyici bir görevimiz var. Biz e-Devlet Kapısı’nın “e” tarafıyız. Devlet tarafı ise kurumlardır. İşin sahibi onlardır. Bu bir takım oyunudur. Tabi “e” küçük olmasına karşın çok kritik bir yapıdadır. 600 farklı türkü söyleyen insanı aynı orkestra içinde yönetiyorsunuz.
-Dijital dönüşüm Yan Etkileriyle Geliyor
Türksat Genel Müdürü Şen, dijital dönüşümde siber güvenliğin her şeyin de önüne geçtiğinin altını çizdi. Ne kadar dönüşüldüğü kadar çok ne kadar korunulduğun da önemli olduğuna işaret eden Şen, şunları söyledi:
Dönüştüğünüzü koruyamazsanız da başınıza iş alırsınız. ABD’nin son ayda yaşadığı ataklar ve birçok önemli kurumun verilerinin kaçırılması konuşuluyor. Ve onlar da hata yaptıklarını ve siber güvenlik yönünde attığı adımlarla karşı tarafın attığı adımları uç uca getiremediklerini, yani onlardan geri kaldıklarını belirtiyorlar. Şunu söylemek istiyorum: dijital dönüşümün birçok yan etkisi var; bir antibiyotik gibi yan etkileriyle geliyor. Dijital dönüşüm de bunun gibi. Doğru zamanda, doğru yöntemlerle, doğru miktarlarda hepsini uç uca getirmeniz gerekiyor.
Şen, pandeminin en büyük etkisinin dijital dönüşüme getirdiği hız olduğu ifade ederek 2030 yılında dünya üzerindeki üretimin % 55’inin makineler tarafından yapılacağı değerlendirmesinin de pandemi nedeniyle 2025’e çekildiğini anlattı.
Dijital çağın gerekliliğinin sürekli gelişime ve yeniliğe açıklık olduğuna da değinen Şen, “Bugün batan şirketler çok iyi yaptıkları işi aynı şekilde yapmaya devam ettikleri için battılar. Bir organizasyon yapısında her zaman böyledir. İnsan gelişmek ister, değişmek ister” dedi. Şen, bu nedenle bir organizasyonun işini daha az maliyetle, daha az kaynakla, daha hızlı ve daha şeffaf nasıl yapabilir sorusuna yanıtın dijital dönüşüm olduğunun altını çizdi. Dijital dönüşümün takım işi olduğunu, karar noktalarına, çakışan yerlere, çıktılara yönelik olarak uçtan uca tasarım yapılması gerektiğini ve Türksat’ın bir entegratör olarak bunu yaptığını anlattı. Şen, “Bunu da alt yüklenicilerimizle birlikte yapıyoruz; bir ekosistem oluşturarak, kurumları da sürecin içine alarak” dedi.
-Risk Temelli Karar Verme Süreçleri
Türksat’ın “Her derde deva ilaç” gibi olduğunu da ifade eden Şen, entegratör görevini de başarıyla yaptıklarını söyledi. Dünyada entegrasyonun çok büyüdüğünü ve her alanda öneminin farkına varıldığını belirten Şen, “Örneğin Barcelona’da Messi, her yıl 30-40 tane gol atıyor. Aynı Messi, Arjantin’de milli forma giyince ise olmuyor. Neden? Barcelona’da entegre olmuş; birileri onu o takıma entegre etmiş. Entegrasyonun temelinde şu yatıyor: Maliyet etkin çözüm diye bir şey var. Ucuz demek, hele dijital dünyada ucuza almak demek, iyi bir şey aldın demek değil” diye konuştu. Artık risk temelli karar verme süreçlerinin etkin olduğunu kaydeden Şen, son dönemde ortaya çıkan risk haritaları ile işlerin yapıldığını anlattı. Dünya teknoloji döngüsünün çok hızlandığını ve bu yıl 5 liraya alınan 1,5 birimlik malın gelecek yıl 1 liraya ineceğini anımsatan Şen, bu nedenle kamu kurumlarında yaşanan 3 yıllık bazda alımların büyük riskler taşıdığını söyledi.
-Yerli ve Milli Üretime Destek
Şen, yerli ve milli üretime büyük önem verdiklerini vurgulayarak, özellikle yurtdışı menşeli ürünlerin Türksat tarafından mimariler içinde yer alması için belirli fonksiyonları yerine getiren yerli ürünlerle beraber çalışması gerektiğini anlattı. Şen, Türksat’ın entegratör firma yönünün yanı sıra, kendi katma değerli yerli ve milli projelerinin de bulunduğunun altını çizdi. Şen, “Bilindiği gibi ülkemizde BELGENET gerçeği var. ArşivNet gerçeği var. KabloBulut gerçeği var. Bunları bizim arkadaşlarımız öz kaynaklarımızla yaptılar. Bu tür üretimde çok başarılıyız” dedi.