102’inci yıldönümünü kutladığımız Çanakkale Zaferi, milletimizin en parlak ve en büyük kahramanlıklarından biri olarak tarihte müstesna bir yere sahiptir.
Aziz milletimiz, yokluk ve imkânsızlıklara rağmen, yüksek bir ruh ve sarsılmaz bir inanç sayesinde kazandığı bu zaferle, hem milli tarihimizi, hem de dünya tarihini adeta yeniden şekillendirmiştir.
Çanakkale’de, 1915’te bir kez daha görülmüştür ki, yeryüzündeki hiçbir silah, vatan ve millet sevgisine karşı muzaffer olamayacaktır. Bu bakımdan, Çanakkale Zaferi, aziz milletimiz için olduğu kadar, bağımsızlık mücadelesi veren bütün milletler ve tüm insanlık için de bir sembol ve umut tablosudur.
Çanakkale Zaferi’nin tarihimizdeki şanlı yeri sayesinde Türkiye, milletiyle bölünmez bir bütün olarak, bugün kardeşliğimize kasteden terör ve benzeri tüm tehditlerin üstesinden gelecek, çok daha parlak, çok daha aydınlık bir geleceğe kavuşacaktır.
Onun için bizler bu zaferi, sadece geçmişimize ait bir başarı olarak değil, halen sürdürmekte olduğumuz kararlı ve onurlu medeniyet yürüyüşümüzün de en önemli ilham kaynaklarından biri olarak görüyoruz. Cumhuriyetimizi de bu zaferden ilham alarak geleceğe taşıyoruz.
Bu düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin yıldönümünü kutluyor; bize bu mukaddes vatanı emanet eden tüm şehitlerimizi, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızı, 18 Mart Şehitler Günü’nde rahmet ve şükranla anıyorum.